Akşemsettin? Akşemsettin kimdir? Akşemsettin Nerede Doğdu? Akşemsettin Ne Zaman Vefat Etti?
Akşemsettin? Akşemsettin kimdir? Akşemsettin Nerede Doğdu? Akşemsettin Ne Zaman Vefat Etti?
Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin kimdir? Akşemseddin (d. 1389, Şam – ö. 16 Şubat 1459, Göynük) asıl adı ile Mehmet Şemseddin, çok yönlü Türk âlimi, tıp insanı ve Şemsîyye-î Bayramîyye isimli Türk tarikâtının kurucusu. Fatih Sultan Mehmed’in hocası olarak bilinmektedir.
Şeyh Hamza’nın oğlu olarak, 1389 yılında Şam ‘da doğmuştur. Şeyh Hamza (Kurtboğan) ailesiyle beraber geldiği Amasya’da ufak Şemsettin’i pek iyi yetiştirmiştir. Akşemseddin’in soyu, baba tarafından Ebu Bekir’e dayanmaktadır. İlk tahsilini babasından saha Akşemseddin, 7 yaşında hafız olup, ailesiyle beraber Çorum-Osmancık kazasının Sarpın kavak köyüne’ yerleşmiştir.
Babasının vefatından sonra Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitimini tamamlayan Akşemseddin, müderrislik payesi aldı ve Osmancık Medresesine müderris oldu. Akşemseddin ayrıca, tıbba ve eczacılığa merak sararak tıp ilmini öğrendi. Daha önceden Abdülkâdir Geylânî, İmam-ı Gazali ve Muhammed Celaleddin-i Rumi gibi örneklerinde görüldüğü gibi, bilim tahsili ile tatmin olmayan Akşemseddin, irfan tahsili için müderrisliği ve medreseyi terk etti. Tasavvufa olan ilgisinden dolayı, Akşemseddin evvel İran’ı dolaştı ama umduğunu bulamadığı için yeniden Anadolu’ya dönmek zorunda kaldı. Anadolu’da ise, Akşemseddin’e Ankara’da bulunan Hacı Bayram Veli’yi tavsiye ediyorlar ve şöyle diyorlardı:
“ Kazandığın şu zahiri ilmini anlam ilmiyle, bilgini aşk ile, akıl vergisini yürek ve gönül vergisiyle tamamlaman gerek. Bu da yalnız olmaz. Sana bir mürşit lazım. Kalk Ankara’ya git. Orada Hacı Bayram Veli’ye ba?vuru et. O seni tamamlasın, bütünleşin. Sen bu dünyaya lazım bir insansın. ”
Ankara’ya giden Akşemseddin, Hacı Bayram Veli’nin öğrencilerinin nefislerini kırmak, fakirlere yardım etmek ve yoksullara ikramda bulunmak için de olsa cer ve yardım kabul etmesi, çarşı pazarda devran yaptırması gibi hallerinden hoşlanmadığı için Ankara’dan ayrıldı ve başka bir mürşid aramak için Halep’e gitti.
Halep’te bir gece rüyasında boynuna bir zincirin takılmış olduğunu, zincirin diğer ucu Hacı Bayram Veli’nin elinde ve kendisini Ankara’ya doğru çektiğini gördü.Bunun üzerine yeniden Ankara’ya döndü. Hacı Bayram Veli’nin yanında hususi alaka ve sıkı bir riyâzet ve mücâhadeye alınan Akşemseddin, kendisine gösterilen bu ihtimamı en iyi şekilde değerlendirdi. Kısa süre tasavvufun tüm yollarını ve inceliklerini öğrenen Aksemseddin, bu başarısından dolayı Hacı Bayram Veli’den icâzet aldı ve hilafet tacı giydirildi. Bunun sonrasında Hacı Bayram Veli’den aldığı izinle Ankara’dan ayrıldı ve Beypazarına yerleşti. Beypazarında aka bir şöhret bulan Akşemseddin, kısa bir süre sonra oradan da ayrılır ve İskilip’e yerleşir. İskilip’ten de tekrar aynı kesrete düşme sebebiyle ayrılır ve Bolu’nun Göynük ilçesine yerleşir. Göynük’te de tekrar bir değirmen ve mescid inşa ettirip, kendi çocuklarının ö?renim ve terbiyesi ile meşgul olmuş, diğer taraftan var eserlerini yazmış ve yedi defa hacca gidebilme imkanı bulmuştur. Akşemseddin’in on iki evladı olduğundan bahsedilmekte ise de var diğer kaynaklarda sadece on çocuğundan söz edilmektedir.
Akşemseddin’in asıl ünü, II. Murat’ın buyruk ve isteğiyle II. Mehmed’in hocalığına tayin edilişiyle başlamıştır. Akşemseddin, II. Mehmed’e danışmanlık yapıp İstanbul’un fethine katkıda bulunmuştur. Akşemseddin çocukları, öğrencileri ve müritleriyle beraber fetih ordusuna katılmışlardır. Akşemseddin İstanbul kuşatmasının en kritik günlerinde II. Mehmed’e bir name yazmıştır.
II. Mehmed Akşemseddin ile İstanbul’a girişte şehir halkı tarafından karşılanıyor, şehir halkı Akşemseddin’i II. Mehmed sanıp ona çiçekler uzatılıyor. Akşemseddin ise “Padişah ben değilim” diyerek yanındaki II. Fatih Sultan Mehmed’i gösteriyordu. II. Mehmed ise “Hünkar benim ama, o benim hocamdır. Çiçekler O’na Layıktır!” sözüyle tebessüm ediyordu.II. Mehmed İstanbul’un fethin ardından Ayasofya’da hutbesini tamamladıktan sonra, minberden indi ve Akşemseddin’i imâmete geçirdi. Böylece Akşemseddin, fethin ilk Cuma namazını kıldırmış oldu. Ayrıca Akşemseddin, Fetih’ten sonra II. Mehmed isteği üzerine Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin kabrini tespit ettiği rivayet edilir.
Akşemseddin, fetihten sonra, II. Mehmed’in ısrarına rağmen İstanbul’da kalmak istemedi, Göynük’e çekildi ve 16 Şubat 1459 yılında 70 yaşında vefat etti.
|