PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Cıva Zehirlenmeleri, Cıva Zehirlenmeleri Nasıl Gerçekleşir ?


Elif
08.Ocak.2019, 23:57
Sağlık sorunlarının dikkatle araştırılması gereken ilk nedenlerinden biri ağır metal zehirlenmesi olup olmadığıdır. Yaşamın her alanında, her gün ağır metallerin etkisine maruz kalıyoruz. Her soluğumuzda ciğerlerimize ağır metalleri çekiyor, yediğimiz midye, a? pişirdiğimiz tava, içtiğimiz suyla ağır metallere maruz kalıyoruz. Çeşitli bağışıklık sistemi hastalıklarından kansere kadar birçok a??rba?l? sağlık sorununa sebep olan bu etraf kirliliği konusu tıbbın alaka alanına yeterince girmiyor. Oysa sorunu bir kan testiyle anlamak mümkün. Söz konusu ağır metaller arasında, cıva, kurşun, kadmiyum, alüminyum, nikel, kobalt, uranyum sayılabilir.

Sembolü Hg, atom numarası 80 olan cıva, ağır, gümüşi,standart ısı ve basınç koşulları altında sıvı durumda olan metalik bir elementtir. Hava, su ve toprakta elementel cıva, inorganik ve organik cıva bileşikleri olarak bulunmaktadır. Termometreler, barometreler, manometreler, şamandıra valfleri, cıva röleleri, piller, kozmetik malzemeler, boyalar, tarım ilaçları, flüoresan lambalar gibi çok çeşitli ayg?t ve ürünlerde kullanılmaktadır. Ancak toksisitesi ile ilgili endişeler, klinik ortamlarda giderek daha az kullanılmasına sebep olmaktadır. Mekanik basınç ölçerleri ve elektronik sensörler cıva sfigmomanometrelerinin (tansiyon ölçer) yerini almıştır. Ancak, diş tedavilerindeki amalgamda kullanılmaya devam etmektedir.

Cıva, yüzlerce yıl boyunca diüretikler, antibakteriyel ajanlar, antiseptikler ve müshil maddeler gibi birçok farklı ilacın mühim bir bileşeniydi. 18. yüzyılın sonlarında, antisifilitik ajanlar cıva içeriyordu. 1800’lü yıllarda metalin imalat sürecinde kullanıldığı şapka endüstrisinde kronik cıva maruziyetinin etkileri nedeniyle “şapkacı gibi deli” sözü ortaya çıkmıştı. Charcot, 1889’da “Sinir Sisteminin Hastalıkları Üzerine Klinik Konferanslar”ında civa maruziyetinin yarattığı titremelerden söz etti. 1940’da yayınlanan klasik nöroloji kitabında Wilson, Charcot’nun tremorların nedenleri arasında cıva zehirlenmesini de göstermesini onaylarken, aynı zamanda dikkatsizlik, heyecan ve halüsinoz gibi civa kaynaklı kognitif bozuklukları da ekledi.

1961’de Japonya’daki araştırmacılar, artan idrar cıva düzeylerini Minamata hastalığının özellikleri ile ilişkilendirdiler. Minamata Körfezi’ndeki kamu titreme, duyu kaybı, ataksi ve görme alanı daralması yaşamıştı. Organik toksisiteye iyi bir misal olan Minamata hastalığı, körfezdeki bir fabrikanın, inorganik cıvayı sulara boşaltmasından kaynaklanmıştı. Civa, bakteriler tarafından metilleştirilmiş ve daha sonra balıklar tarafından hazmedilmişti. Yerel köylüler de o balıkları yemiş ve görme kaybı, ekstremitelerde hissizlik, işitme kaybı ve ataksi gibi nörolojik hasar belirtileri göstermeye başlamışlardı.



19 Ocak 2013’te, Cenevre’de, Uluslararası Müzakere Komitesi’nin beşinci oturumunda kabul edilen “Cıva Hakkında Minamata Sözleşmesi”, cıvanın menfi etkilerinden insan sağlığını ve çevreyi korumayı hedefleyen umumi bir antlaşmadır. Sözleşmenin başlıca maddeleri yeni cıva madenlerini yasaklamak, var madenleri giderek azaltmak, hava emisyonlarını denetim önlemlerini almak, kayıtdışı ve ufak ölçekli altın madenciliğinin uluslararası düzenlemesini içermektedir. Cıva, Avrupa Birliği’nin 2007 yılında yürürlüğe giren “Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Tüzüğü”nün (REACH – Registration, Evaluation, Authorisation and Restriction of Chemicals) kısıtlamalarla ilgili Ek-17’sinde kayıtlıdır.Bazı mikroorganizmalar cıvayı metil cıvaya dönüştürür. Cıvanın bu hali, en sık karşılaşılan organik cıva bileşiğidir ve g?da zincirinde birikmektedir. Cıvaya maruz kalınan ilk sıradaki g?da maddesi, metil cıva içeren balık eti ve deniz ürünleridir. Metil cıva, mikroorganizmalarla birlikte, g?da zincirinin daha üst organizmalarında birikmektedir.

Cıva zehirlenmesi, suda çözünebilen cıva formlarına (cıva klorürü veya metil cıva) maruz kalınması, civa buharının solunması veya herhangi bir cıva şeklinin yutulması sonucunda oluşmaktadır. Kolayca buharlaşarak, renksiz ve kokusuz bir bu?u halinde havaya karışması onu sakl? bir toksin durumuna getirmektedir. Çok ufak miktarlarda dahi merkezi sinir sistemini ve böbrekleri doğrudan ve şiddetle etkiler, devinim ve beyin işlevi bozukluklarına yol açar. Mikrotübül oluşumunu, nöronlarda protein sentezini engeller, hücre zarının etkinliğini değiştirir, DNA sentezini bozar. Böbreklerde proksimal tubul hasarı sonucu, oligüri, anüri, üremi, proteinüri görülür ve nefrotik sendrom oluşur. Mukozal ülserler meydana gelebilir. Cıva plasentadan geçebildiğinden, çok ufak oranlardaki civayla karşılaşan gebelerde bile fetus menfi olarak etkilenebilmektedir.

Cıvanın kısa süreli solunması dahi kimyasal akciğer yangısına, doku yıkımına, bronşit oluşumuna sebep olur, bulantıya, kusmaya, ishale, yürek ritminde ve kan basıncında artışa, deride kızarıklığa, gözlerde tahrişe yol açar. Etkilenme sürerse ölüm gerçekleşir. Zehirlenme düzeyi, doz, kişinin yaşı, etkilenme süresi, biçimi, kişinin umumi sağlık durumu ve beslenme düzeyi ile ilişkilidir. Cıva zehirlenmelerinde hemen Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM) 114 telefon numarasından aranarak bilgi verilmeli ve alınacak tavsiyelere müsait olarak işlem yapılmalıdır.
Alıntıdır.